ARAP CAMİİ
|
 |

Haliç’in Galata yakasındaki en büyük camidir. Büyüklüğü nedeniyle Cami-i Kebir de denir. Emevi ordu kumandanlarından Müslime bin Abdülmelik’in 717 yılında Konstantinopolis’i kuşattığı sırada yaptırdığı sanılmaktadır. Bizanslılar şehri ellerine geçirince bazı ilavelerle camiyi kiliseye çevirdiler. 1232’deki IV. Haçlı Seferi sırasında da Latinler Konstantinopolis’i alınca cami, St.Hyacinthus ve Dominicus rahiplerine verilmişti. Cenevizliler binaya Saint Dominicus derlerdi. Yapı saf Müslüman özellikleri taşımaz. Roma ve Gotik tarzında pencere ve sütun başlıkları vardır. Ortaçağ’daki çan kulelerine benzeyen ve içinde çan iskelesinin konulduğu delikler bulunan minare, Şam’daki Emeviye Camii’nin minarelerini andırır. Pencere sütun başlıklarındaki put ve kapı silmeleri, minarenin üst kısmını Bizans ve Latinlerin yaptığını gösterir. Mihrabın Gotik kemer ve pencereleri Latin devrine aittir.
Sultan II.Beyazıt zamanında İspanya’daki Beni Ahmer devletinin yıkılması ile İstanbul’a gelen Araplar, yapıyı Dominikenlerden alarak yenilediler ve “Arap Camii” adını verdiler. Camiyi, Sultan II. Mahmud’un annesi 1808’de tamir ettirdi. Daha sonraki bir tamirde döşemeden çıkan Latin mezar taşları 1913’te müzeye taşındı. Mihrap bölümünden de freskler çıktı.
|